Karadeniz 4-13.07.2004

Sinop
Pazar sabah erken saatlerde Selim'le birlikte 2 BMW Rize'ye doğru yola çıktık. Kahvaltı Bolu'da, öğle yemeği Safranbolu'da, akşam rakı-balık Sinop'ta. Abim uzun yıllar Safranbolu'da doktorluk yaptığı için Safranbolu'da dükkan bizim. Yemeğimizi yedirdiler, çayımızı-kahvemizi içirip gönderdiler. Sinop'taki fiyort o kadar güzelki bütün yorgunluğumuzu unutturdu (yan masadan gönderilen mangalda tavuk, közlenmiş domates ve kizarmiş ekmeğin de payı var tabii).ilk gün aldiğımız yol 763 km. Toplamda yaklaşık 3.000 km.lik yolculuğun dörtte birini ilk gün gelmişiz. Tek vukuatımız Kastamonu dağlarında üzerinden geçtiğim yılan. O kadar uzundu ki kaçamadım. Çok hızlı hareket ediyordu ama ben daha hızlıydım (demekki neymiş, hizlı olan kazanır). Son anda gördüğümüz inek sürüsünün içinden slalom yaparak nasıl geçtiğimizi anlamadığım için onu vukuattan saymıyorum. Ayı da çıkabilirdi malum Kastamonu. Salı akşamı Ordu'da, cuma akşamı Rize'de düğün var. Bugüne kadar motosikletle çok şey taşıdım ama düğün kıyafeti ilk defa taşıyorum (umarım gömleğim kırışmamıştır).
Ünye
ikinci gün 375 km.lik yolculukla Ordu'dayız. ilk güne göre daha az yol yaptık ama giderek bozulan, daralan virajlı yollar yüzünden yine sabahtan akşama kadar motor üstündeydik. Ünye kalesindeki kaya mezarının önünde öyle sakin oturduğumuza bakmayın, zorlu bir offroadla çıktık. Fotoğraftaki tepeye dikilen bayrak direğine ulaşmak için yol olmadığı görülüyor ama ben yine de emin olmak istedim (gidenler bilir, hatta gidenler bilmeyebilir o kayalara tırmanmak akıl karı değil çünkü).
Giresun





















Gece düğüne katıldıktan sonra ertesi gün gittiğimiz Giresun'u dolaşıyoruz. Yola çıkmak üzere giyinip motora bindiğimiz sırada, çarşı esnafından biri “çayımı içmeden bir yere gidemezsiniz” diye tutturdu. Öğlen sıcağında üzerimizdeki kıyafetlerle hareket etmeyen bir motosikletin üzerinde olmanın ne demek olduğunu anlatmaya çalıştıysakta başaramadık. Kafamda kask, elimde eldivenle motosiklet üzerinde ilk defa çay içtigimi söylemeye gerek yok herhalde.
Sümela
Motosikletle çıkmayı çok istediğim yerlerden biri Nemrut'tu. Gördüğümüz gün batımı ve gün doğumu Nemrut tırmanışının bütün zorluklarına değmişti. Küçük dereciklerin içinden geçerek, ormanın içinden kıvrılarak çıkan yolun keyfi için bile Sümela'ya gitmeye değer.

Ayder Yaylası


Gece Çayeli’nde Yaşar’ın amcasının evinde kalıyoruz. Ertesi gün Ayder yaylasına çıkıyoruz. Yaşar’ın kardeşinin düğününde ateşlenen silahlar yüzünden Yaşar ve amcası geceyi karakolda geçiriyor. Ev sahiplerimizin serbest bırakılmasının ardından, Pazar sabah erken saatlerde Rize'den dönüş yolculuğumuz başladı.
Aynı yoldan dönmemek, yeni yerler görebilmek için dağların arkasından dönmeye karar verdik. Hedef Bayburt, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Sivas, Tokat üzerinden Amasya.
Doğu Karadeniz dağlarinin yaklaşık 2.500 m. yüksekliğinde arka lastiğim patladı. Tam anlamıyla kaldık dağ başında. Tekerleği söküp Selim'in motoruna yükledim. Selim'i arka tekerleği olmayan bir motosikletle, telefonlarımızın çekmediği bir dağ başında bırakıp, lastiği nerede yaptıracağımı bilmezken bile yüzlerimiz gülüyor, keyfimiz yerinde. Keyifli olan bilinmeze gidiyor olmak belkide.Karla kaplı zirveyi aşarak yaklaşık 50 km. uzaklıktaki Erzurum'un ispir ilçesinde lastiği tamir ettiriyorum. Dağı tekrar tırmanıp zirveyi aşıp lastiğimi motosikletime takıyoruz. Zirvedekiler (her geçisimde el salladılar) yaklaşık bir saat arayla farklı yönlerde, farklı motosikletlerle yaptığım geçişlerin nedenini çözebildilerse helal olsun.
Ovit
Zirve tabelası, Karadeniz’deki pek çok benzeri gibi kurşunla delik deşik olduğu için elimizde hatıra fotoğrafı çektirebiliyoruz. Hava karardığında vardığımız Şebinkarahisar’da geceyi geçiriyoruz.
Şebinkarahisar
Sabah Şebinkarahisar'da bir tur attıp yola devam ediyoruz.
Amasya
Öğle saatlerinde vardığımız Amasya’yı geziyoruz. Gece karanlıkta çıktığımız Ilgaz dağında şirin bir motelde kalıyoruz.Eve dönmek için sabah çıktığımız sonuncu gün vukuatsız geçiyor.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

merhabalar cok güzel aktiviteler yapıyorsunuz ve bizlere ilham kaynağı oluyorsunuz teşekkürler. serdarseras.blogspot.com