Rijeka
Plitvica
ilk durağımız virajlı orman yollarından geçerek Karlovac üzerinden gittiğimiz Plitvica milli parkı.
Pazartesi sabahı Plitvica'den Dalmaçya kıyılarına doğru yola çıkıyoruz. Yemek molası için Zadar'a giderken yağmura yakalanıyoruz. GPS sayesinde kolay bulduğumuz Fosa restoranına arkamızda su damlaları bırakarak girdiğimizden olsa gerek, nezih bir ortamda yemek yiyen herkes bize bakıyor.
Sibenik
Yemekten sonra Sibenik'e doğru yola devam ediyoruz. Girişinde üzüm bağları olan Sibenik'teki eski şarap fabrikası hala çalışıyor.
Jakova Katedrali Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde. Kaldığımız şirin evin alt katındaki Alman çift gibi ev sahibimiz de motorcu.ikinci ekip fotoğrafı salı sabahı ilk durağımız Trogir`de.
Split
Mostar
Bosna Hersek'e geçip Mostar'a hava kararmak üzereyken varıyoruz. ikinci kez geldiğim için mi bilmiyorum ama tanıdık gelen çok şey var. isimler, yemekler, yüzler, herkes biraz Türkçe biliyor. Sınırlar ülkeleri ayırsa da coğrafya ve kültürler çok benziyor. Savaştan kalan duvarlardaki kurşun deliklerini sarmaşıklar kapatıyor artık. Hava yağmulu olsa da Neretva nehri üzerindeki Mostar köprüsü gece de çok hoş görünüyor.
18 Haziran Çarşamba sabahı Mostar’dan Hırvatistan’a geçiyoruz. Fakat Bosna Hersek Dubrovnik`i Hırvatistan’dan ayırdığı için tekrar Bosna’ya ve Hırvatistan’a giriş yapıyoruz. Aynı gün her iki ülkeden ikişer kere geçmiş oluyoruz.
Dubrovnik
Perşembe sabahı Türkiye’ye vize uygulayan Karadağ’a sorunsuzca giriyoruz. Risk almak bazen işe yarıyor, yedek rota iptal.
Kotor
Tiran
Cuma sabahı nerdeyse hiç trafik tabelası olmayan Tiran’dan GPS sayesinde çıkabiliyoruz.
Skopje (Üsküp)
Makedonya’ya geçip her iki ülkeye de kıyısı olan Balkanların en derin gölü (288 m) Ohrid gölü kenarında kırmızı alabalık yiyoruz öğle yemeğinde. Kuzeye doğru yemyeşil vadilerin arasından akan Vardar nehri boyunca kıvrılan dağ yollarından Üsküp’e varıyoruz. 500 sene Osmanlı idaresinde kalan şehir cami, han, hamamlarıyla Bursa’ya benziyor.
Ertesi sabah türküsünü mırıldanarak Vardar ovası ve nehrini takip ederek eve dönüş yolculuğuna başlıyoruz. Motorla 12. kez geldiğim Yunanistan artık evimiz gibi. Selanik’te garsonumuz Triantafillos ile hasret giderdikten sonra Agora Meyhanesinde her zamanki masamıza oturup “her zamankinden” diyoruz. Yediklerimiz gezip gördüklerimiz kadar anlatılmaya değer.
Nea Peramos

Geceyi geçirmek üzere Kavala yakınlarında bir koyda duruyoruz. 8 gün, 8 ülke ve 2650 km yoldan sonra soğuk birer birayı ve denize girmeyi hakettik sanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder